Sille: Zamanın Durduğu Konya’nın Saklı Köyü
Konya deyince aklına önce Mevlana, etli ekmek ya da düz ova geliyorsa, seni küçük ama etkileyici bir sırla tanıştırmak istiyorum: Sille Köyü. Şehir merkezine sadece 10 dakikalık mesafede ama ruhu bambaşka bir yerde. Sanki zamanda bir kapı açılmış da seni eski zamanlara götürüyor gibi…
Taş Sokaklarda Tarihe Basmak
Sille’ye ilk adım attığında, taş döşeli sokaklar, eski evler, kemerli geçitler derken kendini bir film setinde gibi hissediyorsun. Ama burası gerçek. Üstelik geçmişi öyle zengin ki… Roma’dan Bizans’a, Selçuklu’dan Osmanlı’ya kadar kimler gelmiş kimler geçmiş. Herkes bir iz bırakmış.
Aya Eleni Kilisesi: Hikayesi Bile Etkileyici
Sille’nin en meşhur yapısı Aya Eleni Kilisesi. Rivayete göre, Bizans İmparatoru’nun annesi Helena buraya uğramış ve buradaki Hristiyan halk için bu kiliseyi yaptırmış. Düşünsene, 1700 yıl önce inşa edilmiş bir yapının içindesin! İçerisi hem sade hem büyüleyici. Fotoğraf çekmeye doyamıyorsun.
Cami, Hamam, Güneş Saati… Her Köşe Bir Sürpriz
Sille’de sadece kilise yok tabii. Tarihi camiler, hamamlar, hatta dış cephesine güneş saati yapılmış bir cami bile var! Her köşe başında bir hikaye, her duvarda başka bir zaman.
Sille Evleri: Taştan Yapılmış Sıcacık Hatıralar
Dar sokaklarda yürürken o taş evler var ya… Sanki sana bir şeyler anlatmak istiyor. Kiminde artık butik otel var, kiminde küçük kafeler. Çoğu restore edilmiş ama o eski ruhunu korumuş. Camından sarkan çiçekler, duvarda asılı eski tabelalar, çocukluğunu hatırlatıyor insana.
Baraj Gölü ve Doğa Yürüyüşü Keyfi
Tarihe doydum diyorsan, biraz da doğayla baş başa kalma zamanı! Hemen köyün biraz dışında Sille Baraj Gölü var. Yürüyüş yolları, bisiklet parkurları, piknik alanları… Özellikle sabah saatlerinde o kadar huzurlu oluyor ki anlatamam. Termosuna kahveni doldur, bir bank bul, otur ve sadece kuş seslerini dinle.
Karnını Doyurmayı Unutma 🙂
Sille’de gezerken acıkırsan, dert değil. Küçük ama samimi restoranlar var. Gözleme, saç arası, bamya çorbası, tabii ki etli ekmek… Hepsi annenin eli değmiş gibi. Üstüne bir de “Sille pekmezi” al, dönüşte sevdiklerine götür.
Kültür, Sanat ve Bolca Huzur
Sille sadece tarihiyle değil, kültürüyle de yaşıyor. Taş oymacılığı, seramik işleri, atölyeler, sergiler… Gezmekle kalmayıp elini toprağa bulayabileceğin yerler de var. Kendi çömleğini yapmak istersen, fırsat ayağına geliyor.
Sille İçin Vakit Ayır, Pişman Olmazsın
Bazen uzaklara gitmeye gerek yok. Bazen şehirden sadece birkaç kilometre uzaklıkta, başka bir dünyayı bulabiliyorsun. Sille işte tam da öyle bir yer. Kalabalıktan, koşturmacadan uzak, samimi, sıcak ve çok gerçek.
Konya’ya geldiysen mutlaka uğra. Yürümek, hissetmek, fotoğraf çekmek, güzel bir çay içmek… Hepsi bir günde olur. Ama etkisi çok daha uzun sürer.
Sille, içine bir kere girince seni bırakmayan bir yer. Git, gör, yaşa. Pişman olmayacaksın.